24 Eylül 2012 Pazartesi

Moda Çılgını Çıldırtacak!

Kendisine moda çılgını lakabının uygun görüldüğü Anna Dello Russo, 4 Ekim'de Türk kızlarını çıldırtmaya geliyormuş. Nasıl mı? Tabi ki H&M için tasarladığı koleksiyonla. Tabi ki ben koleksiyonu burada tanıtmayacağım, isteyen ve muhtemelen bu yazı sonrası çoğu kişi girer bakar da, asıl sorun Türkiye'de biz görmeyeli, işler baya daha önce bir yazdığım "Black Friday" olayına dönmüş.



Anna dello Russo
Neymiş H&M bu koleksiyonu 4 Ekim'de sadece İstanbul İstinye Park mağazasında ve sınırlı sayıda müşterisiyle paylaşacakmış, iş burada da bitmiyor, o sabaha yığılma olacak ya millet bir gece önceden kamp yapacak ya, kuyruktaki her 10-20 kişi arası insanların bileğine farklı renklerde bileklik takılacakmış. Her kişi her parçadan sadece bir ürün satın alacakmış, ay çok düşünceliler! Yok bir de devletimsi odun, yiyecek, içecek yardımı yapsınlar! Oldu! 


 



Ya lütfen bir o günü kafanızda canlandırır mısınız lütfen? Kafayı sıyırmış kız sürüsü, mağazaya hücum ederken, birbirinin elinden ayakkabı kapmaya çalışırken. Amerikan filmlerini çok izlemişim, mağaza taktiklerini fena takip etmişim. Hayır bir de bu koleksiyon için Paris'ten fena eleştiri okları gelmiş, haberiniz ola alacak olanlar, koleksiyon baştan aşağı zevksiz, bayağı ve gösteriş meraklısı bulunmuş. Ama zaten Anna da moda çılgını lakaplı bir kadın, o da istediğini yapıyor işte. Neyse sonuç olarak başta benim de ilgimi çeken ama sonradan bu bileklik olaylarını falan okuyunca soğudum bir olayı anlattım size, siz siz olun kendinizi Amerikalı sanmayın, enerjinizi de başka yararlı konulara harcayın!

19 Eylül 2012 Çarşamba

Oppa Gangnam Style!


Bu şarkıyı ilk duyduğumda ve de saçmalık olarak değerlendirdiğimde, şimdiki yazıyı yazacağımı tahmin edemezdim, bu yüzden sevgili erkek arkadaşıma buradan teşekkürü bir borç bilirim. Ama her ne kadar şarkı fenomen haline gelmiş olsa da benim değinmek isteyeceğim şe elbette popülerliğinden öte bir şey. Adam 2 ay gibi kısa bir süre içinde 200 milyondan fazla kişiye ulaştı ve K-pop olarak bilinen Kore pop müzik kültürünü dünya listelerinde bir numaraya taşıdı.

Britney dansı öğrenirken
Nelly Furtado şovunda 

Bu popüleriteye erişmede öncelikle klasikleşmiş pop kültüründen farklı bir giyim tarzı, farklı bir dil, döneminin "Macarena" etkisi yaratan dansı ve temelde anlamadan da olsa şarkıyı herkesin samimi bulması yardımcı olmuş. Başta Kore olmak üzere kendi kültüründen çok çok farklı ülkelerde bile zirveye oturması, şarkının başarısının yanı sıra, insanlara bunun özgün gelmesiyle açıklanabilir.

Şimdiden bir sembol haline geldi "gangnam style". Şarkıcı "Psy" da çizgi karakteri oluşturulan bir sembolizme dönüştürüldü. ancak çok fazla dönemsellik kokuyor, yani LFMAO'nun "Everyday i'm shuffling" den tek farkı adamın ve kültürünün daha sempatik gelmesi olabilir. Şimdiden ünlüler dahil herkes dansını öğrenmeye, coverlayıp kendi şovunda kullanmaya başladı. Devamı da gelsin isteriz, K-pop da yükselsin.


17 Eylül 2012 Pazartesi

Görünmez Hövding

Valla bu girişimci kadınları görünce bir hoş oluyor içim. Sen kalk 7-8 sene böylesine teknik bir konuda buluş yap sonra da takdir edilme, zaten mümkün değil. Bu bayanlarımız İsveç'li, icatlarıysa tehlikeli bisiklet kazaları sonrası oluşan beyin travmalarını engelleyecek bir kask üretmeleri. Kendilerinin de deyişiyle çok rahatsız olduğu için çoğu insan tarafından kullanılmayan bu kasklar yüzünden birçok insanın kaza sonrası sakat kalıyordu.


Takdir edersiniz ki Avrupalılar en çok bisiklet kullanan milletlere sahip, bu nedenle kullanımı daha rahat olan yeni bir boyunluk sayesinde kazaların önlenmesi planlanmakta. Bu boyunluk aynı arabalardaki hava yastığı özelliğine sahip, yani tehlikeli anlarda içindeki sensörü sayesinde açılıp kafaya geçme vekoruma özelliği var. Ayrıca içinde bir de kara kutusu mevcut ki kazadan 10 saniye öncesine kadar kaydedebilmekte. Fiyatı ise 600 $ olarak açıklanmış ve farklı kıyafetlerle giyilebilsin diye, değişik tasarımları mevcut. Bakalım dünya piyasasında yeri ne olacak, şimdiden gelecek vaat ediyor gibi...


6 Eylül 2012 Perşembe

Hoşgeldin RHCP!


Türkiye'ye son yıllarda bir ünlü akımı var orası kesin, ama içlerine en gitmeyi arzuladığım  gruplardan birisi olan Red Hot Chili Peppers'ın katılacağını tahmin edemezdim. Tabi bu durumun birkaç başlı nedeni var; mesela kulaktan kulağa dediğimiz olay burada çok geçerli. Konu yabancı müzisyen ve şarkıcılar olunca, iş tam bu noktada çözülüveriyormuş onu gördük. Yani daha geçen aylarda gelen ve önümüz aylarda gelecek olanlara bakalım. Ardı ardına Madonna, Guns n Roses, Evanescence, Jessie J, Tom Jones ve gelecekler RHCP, Jennifer Lopez, Enrique Iglesias v.s Sonuç olarak bu yazın açılışını koskoca Madonna yapmış, gelmiş yemiş, içmiş, yeni sevgilisiyle gezmiş, belki boğaza yapay göl demiş, ama sonunda reklamımızı yapmaya memleketine geri gitmiş. Yani bir ağırlama olmuş, bin ağırlama. Bir 20 yıl önce olsa, dünya turnelerinde komşumuz Atina, Türkiye'ye en yakın nokta olurdu, oradan dönülürdü. Güzel bir yere gidiyoruz sanırım ülke olarak, ne güzel ruhumuz şenleniyor. Bu nedenle güzel habere gelince bu cumartesi RHCP nerede ben oradayım!

Hey Club Penguin!

Hani etrafınızda mutlaka küçük bir çocuk vardır, elinizden laptop, ipad ne varsa alır, kendi oyununu oynamaya başlar. Benim de sağolsun küçük kuzenlerim var, bir süredir oynadıkları bir oyun var ismi: Club Penguin. Ama burada önemli olan o oyunu oynamaları değil, o oyun sayesinde teyzemin cebinden ne kadar dolar çıkarttıkları.



Evet dedigim gibi, oyun gayet şirin penguenlerin çevresinde, parkında, evinde geciyor ve online olarak bağlanan diğer kullanıcılardan oluşan komşuları ile global bir fenomen olmuş durumda. Peki kazanç bunun neresinde? Şöyle söyleyeyim, o mükemmel eğlence parkı var ya işte ona giriş paralı, ya da yeni penguen kasketi ama sadece 2 dolarcık. Annesine yalvaran çocuğu ağlatmak olmaz, alalım tabi. Ama oradan yapılan alışverişin büyüklüğü, bu sektöre milyon dolarlar kazandırdı. Hem de mini minnacık bir penguen ve yalvaran bakışlı çocuklar sayesinde. Dahice ne diyelim ;)

3 Eylül 2012 Pazartesi

Addicted To You


Çok isterdim bu başlığın annemin de en sevdiği Shakira şarkısı başlığı olmasını, ama kendisi günümüzün veba durumunu anlatmaya daha uygun gözüküyor. Şöyle ki eğer sizin de uyandığınızda yaptığınız ilk iş telefonunuzu, mailinizi kontrol etmekse; gün içinde Facebook, Twitter üstünden evrene modunuzu iletmekse, gittiğiniz yerin önemi yok onu Foursquare üstünden arkadaşlarınıza bildirmekse ve artık "android" cep telefonunuz sizin bir organınız haline gelmişse, merak etmeyin, artık siz de herkes gibisiniz.


Sadece merak ettiğim şu, ve kesinlikle bir kınama yok ben de bu gruba belli noktalarda ve belki daha da fazlası dahilim, bunun sonu nereye varacak? Tabi ki her gün yeni şeylerle karşılaşıyoruz ama sanki kendi çevremin de daraldığını hissediyorum. Sanki şöyle karsılıklı iki sağlam sohbet edecek adam kalmadı etrafımda, çünkü herkes bir koşuşturmanın içinde ve kendini daha soyutlamış durumda. Emin olduğum tek bir şey var, o da bu durumun artık, can sıkıntısını almadığı. Kısacası bunları da tükettik, sıradaki lütfen!